Kim, HW., Happe, J. & Lee, Y.S. Beta and gamma binaural beats enhance auditory sentence comprehension. Psychological Research 87, 2218–2227 (2023). https://doi.org/10.1007/s00426-023-01808-w
Binaural vuruşlar (biraz farklı frekanslardaki iki saf tonun dikotik olarak sunulmasıyla oluşan bir işitsel yanılsama) çeşitli bilişsel ve psikolojik durumları modüle ettiği gösterilmiştir. Burada, büyük bir sağlıklı genç yetişkin kohortu ( N = 200) üzerinde, sözdizimsel ilişkilerin yorumlanmasını (Deney 1) veya sözdizimsel iyi biçimliliğin değerlendirilmesini (Deney 2) gerektiren işitsel cümle işleme üzerinde binaural vuruş uyarımının etkilerini araştırdık . Özneler arası tasarıma sahip her iki deneyde de katılımcılar, dört sesten birini dinledikten sonra bir dil görevi gerçekleştirdiler: teta (7 Hz), beta (18 Hz) ve gama (40 Hz) müziğe gömülü binaural vuruşlar veya yalnızca müzik (temel).
Deney 1'de, 100 katılımcı, özne veya nesneye göre merkeze gömülü bir cümle içeren sözlü cümlelerde geçişli bir eylem fiiline bağlı bir ismin cinsiyetini belirtti. Beta ve gama binaural vuruşlarının her ikisinin de, özellikle sözdizimsel olarak daha karmaşık nesneye bağlı cümleler için, temel değere kıyasla daha iyi performans gösterdiğini bulduk. Binaural vuruş etkisinin başka bir tür sözdizimsel analize genelleştirilip genelleştirilemeyeceğini belirlemek için, 100 katılımcının daha konuşulan cümlelerde dilbilgisi hatası olup olmadığını belirttiği Deney 2'yi gerçekleştirdik. Ancak, binaural vuruşların hiçbiri bu görev için daha iyi performans göstermedi; bu da beta ve gama binaural vuruşlarının faydasının sözdizimsel ilişkilerin yorumlanmasına özgü olabileceğini gösteriyor. Birlikte, ilk kez, binaural vuruşların işitsel dil anlayışı üzerindeki olumlu etkisini gösteriyoruz. Hem teorik hem de pratik çıkarımlar tartışılıyor.
Not (Prof. Dr. Şükrü Torun)
Giderek artan çalışmalar, binaural vuruş uyarımının görsel-uzamsal bellek, çalışma belleği, sözel bellek gibi bilişsel beceriler ve anksiyete psikolojik durumlar üzerindeki olumlu etkilerini göstermiştir. Bununla birlikte, binaural vuruşların klinik bir etkisinin olmadığını bildiren bazı çalışmalar da. Konuyla ilgili araştırma alanı hızla genişlemekle birlikte, henüz emekleme aşamasındadır. Bildirilen sonuçlara ilişkin tekrarlama ve doğrulama yönünde daha fazla ve özenli çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu vurgulamak isterim. Bu bağlamda; sadece binaural vuruşları değil diğer akustik düzenleme ve yapılandırmaları da içeren daha geniş bir perspektifle tasarladığımız yeni araştırmalarımız devam etmektedir.
